Türkiye vergi adaletini sağlamada kaçıncı sırada?

Son günlerde vergi adaletini sağlamak ve güçlendirmek için önemli düzenlemeler yapıldığı sıklıkla dile getirilmektedir. Ekonomi gündeminin temel başlıkları arasında yer alan enflasyonu tek haneye düşürmek, fiyat istikrarını sağlamak, gelir dağılımını adil hale getirmek gibi amaçlara yönelik politikalar da temelde vergi adaletini ve etkinliğini sağlamaya yöneliktir. Bu yazımda öncelikle vergi adaleti kavramını ve Türkiye’de vergi adaletini etkileyen unsurları ele alacağım. Akabinde Türkiye’nin vergi adaletini sağlamada dünya ülkeleri arasında kaçıncı sırada olduğunu çeşitli endeksler ile değerlendireceğim.

Genel olarak vergi adaleti vergi yükünün farklı gelir grupları arasında adil bir şekilde dağıtılması anlamına gelir. Verginin mali güce göre alınması vergilemede adalet ilkesinin uygulamasında kullanılan esas araçtır. 1982 Anayasası’nın 73. maddesi uyarınca vergi adaletinin tesisinde mali güç temel dayanaktır. Ancak vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı sadece mükelleflerin mali güçleri ile orantılı olarak uygulanarak tesis edilemez. Ödeme gücüne ulaşmada en az geçim indirimi, artan oranlılık, ayırma ilkesi kullanılan tekniklerdir.

Öte yandan vergi adaletinin uygulanmasında çeşitli sorunlar ile karşı karşıya kalınmaktadır. Zira vergi adaleti sadece vergi yükünün hesaplanması ile bulunacak niceliksel bir olgu değildir. Konunun ekonomik, sosyal ve toplumsal etkileri söz konusudur. Ülkemizde genel bütçe gelirleri içerisinde dolaylı vergilerin payı ağırlıklıdır. 2023 yılında 1 trilyon 454 milyar TL'ye ulaşan toplam KDV gelirleri, dolaylı vergilerin yüzde 49,55'ini oluştururken, 4,5 trilyon TL'lik toplam vergi gelirlerinin ise yüzde 32,33'lük kısmını tek başına karşılamıştır. Bu bağlamda dolaylı vergiler, her gelir grubuna aynı oranda uygulandığından düşük gelirli kesimler üzerinde daha büyük bir yük oluşturduğu gerçektir. Vergi kayıpları ve kayıt dışı ekonominin de vergi adaletinin sağlanması üzerinde etkisi bulunmaktadır. Vergilendirilmesi gereken şeylerin çeşitli sebeplerle vergilendirilememesi vergi tabanını daraltacaktır. Bu durumda vergi yükü belli grupların üzerinde kalarak adaletsizliğin daha da artmasına neden olacaktır.

Uluslararası bağlamda vergi adaleti konusunu Finansal Gizlilik Endeksi (FSI) ve Eşitsizliği Azaltma Taahhüdü (CRI) endeksleri çerçevesinde değerlendirmekte fayda görmekteyim. Finansal Gizlilik Endeksi, ülkelerin finansal gizlilik seviyelerini ölçerek, vergi kaçakçılığına ve vergi cennetlerine olan eğilimlerini değerlendirir. Endekste yüksek bir sırada yer almak, vergi şeffaflığının düşük olduğunu gösterir. Türkiye 2022 yılında 100 üzerinden 59 puan alarak 50. sırada yer almıştır. Türkiye’nin finansal gizlilik açısından dünya ortalamasının altında olduğu görülmektedir. Bir diğer endeks ise ülkelerin gelir eşitsizliğini azaltma konusundaki taahhütlerini değerlendirir. Bu endeks vergi politikaları, sosyal harcamalar ve işçi hakları gibi faktörlere dayandırılarak hesaplanmaktadır. Türkiye 2022 yılında 161 ülke arasında 99. sırada yer almıştır. Vergi politikaları açısından özellikle düşük performans gösterdiği ifade edilebilir. Bu endeksler çerçevesinde Türkiye’nin vergi adaleti açısından ortalama veya ortalamanın altında bir performans sergilediği ifade edilebilir.

Toparlayacak olursak, vergi sistemimizin ağırlıkla dolaylı vergilerden oluşması vergi adaleti açısından eleştirilen temel unsurlardan biridir. Bu durumun önüne geçebilmek adına dolaysız vergilere yönelik politikalar revize edilmeli, dolaylı vergilerde temel mal ve hizmetlerde indirim-muafiyet-istisna uygulaması ile dolaylı vergilerde oransal farklılaştırılmasına gidilmeli, vergi istisna ve muafiyetleri belli kesim ve gruplara tanınmamalı, kayıt dışı uygulamaların önüne geçilecek politikalar ivedilikle yaygınlaştırılmalıdır. Tüm bunların yanı sıra ülkemizde servet üzerinden alınan emlak vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, veraset ve intikal vergisinin genel bütçe içerisindeki ortalama %3 lük payı dikkate alındığında servet vergilerinin de konu ve kapsam olarak çeşitlendirilmesi gerekmektedir. Söz konusu düzenlemelerin sorunsuz şekilde uygulanabilmesi için toplum olarak vergi bilincinin geliştirilmesine de ihtiyaç bulunmaktadır. Vergiyi zamanında ve eksik ödeme kültürü oluşturulmalıdır.

Zira adil bir vergi sistemi oluşturmak, ekonomik gelişmişliği desteklemek, gelir eşitsizliğini azaltmak, toplumsal refahı artırmak açısından kritik öneme sahiptir.

YORUM EKLE