Daha fazla üretim, ihracat ve istihdam odaklı çalışmalarına devam eden Türk tekstil sektörü, sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm konularında küresel iş birlikteliklerine hazırlanıyor. Yıllık yaklaşık 10 milyar dolar değerinde gerçekleşen Türkiye’nin tekstil ihracatının yaklaşık yarısı Avrupa Birliği betstr (AB) ülkelerine gerçekleşiyor. AB ülkeleri başta olmak üzere dünya genelinde guncelbonus çevreci politikaların güçlenerek önem kazandığı bu dönemde, kullanılmış tekstil ürünlerinin geri dönüştürülerek yeniden kullanımı ve ekonomiye yeniden değer kazandırılması büyük önem taşıyor. Bu kapsamda Türkiye ve Hollanda’nın geri dönüşüm politikalarının oluşturulması ve uygulanmasına yönelik ortak çalışmalar; daha temiz bir çevrenin gelecek kuşaklara aktarılması noktasında önemli bir rol oynayacak.
“SIFIR ATIK YAKLAŞIMI TÜRK TEKSTİLİNİ LİDER KONUMA YÜKSELTECEK”
Konuya ilişkin değerlendirmelerini paylaşan İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz: “Yıllık yaklaşık 10 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştiren sektörümüz, dünyanın en büyük 5. İhracatçısı konumunda. Güçlü ihracat performansımızla başarı çıtamızı her dönem bir adım öteye taşımamızın yanında en önemli önceliklerimizden bir tanesini tekstil sektöründe sıfır atık uygulamaları oluşturuyor. Kullanılmış tekstil ürünlerinin geri dönüştürülerek yeniden kullanıma kazandırılması; çevreye daha duyarlı bir ekosistem için bizlere önemli imkânlar sunuyor. Lojistik avantajımız, güçlü üretim alt yapımız ve AB normlarına üst düzey entegrasyonumuz, geri dönüştürülerek üretilen tekstil ürünlerinde Türkiye’yi bu alanda dünya lideri yapabilecek kapasiteye sahip. Ancak hammadde temininde bazı iyileştirmelere ihtiyaç duyuyoruz. Sektörümüzün sıfır atık yaklaşımı ve sürdürülebilirlik vizyonu çerçevesinde geri dönüştürülmek üzere kullanılmış giyim ürünleri ithalatının, iç piyasa dinamiklerini bozmayacak şekilde Ticaret Bakanlığımızın denetimi ve kontrolüyle serbest bırakılması gerekiyor. Hali hazırda kullanılmış tekstil ithalatı gerçekleştirebilmek için ürünün kırpıntı haline dönüştürülmesi gerekiyor. Bu da sektörümüz için maliyetlerin artması ve süreçlerin uzaması anlamına geliyor. Zira tekstil ürünlerinin geri dönüştürülmüş materyallerle üretimin teşvik edilmesi gerekirken hammadde niteliğine sahip geri dönüştürülmüş tekstil ürünlerinin ithalatına izin verilmemesi, sektörümüzün sürdürülebilirlik yaklaşımıyla uyuşmuyor. İthalat kısıtlaması sektörümüzün bu alanda yeni yatırımlar yapmasını ve iş birlikteliklerini de engelliyor. Bakanlığımız tarafından kullanılmış giyim eşyası ithalatında gerçekleştirilecek düzenleme; sadece Hollanda’ya katma değerli ihracatımız artmakla kalmayacak, iki ülke arası döngüsel ekonomi alanındaki iş birliğinin ve karşılıklı yatırımların derinleşmesinde de önemli bir rol oynayacak.” değerlendirmelerinde bulundu.
BOLHUİS “TÜRK TEKSTİL SEKTÖRÜ AVRUPA’NIN EN ÖNEMLİ TEDARİKÇİSİ”
Hollanda İstanbul Başkonsolosu Bart Van Bolhuis gerçekleştirilen toplantıda, Türkiye ve Hollanda arasında ki ticarette tekstil sektörünün önemine değinerek İki ülkenin sürdürülebilirlik yaklaşımına ilişkin değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye ile tekstil sektöründe daha döngüsel bir üretime geçiş için İTHİB’in kararlılığını destekliyor ve takdir ediyoruz. Hollanda, bu döngüsel ekonomide Avrupa'da önde gelen ülkelerden. Hollanda hükümeti 2050'ye kadar tamamen döngüsel bir ekonomiye ulaşma hedefi doğrultusunda çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor. 2030'da fosil yakıtların tüketiminde yüzde 50'lik bir azalmaya geçilmesini hedefliyoruz. JETCO-Ekonomik ve Ticari Ortaklık Komisyonu fearbet 2020 Toplantısı’nda her iki ülke Ticaret Bakanları bu konuya değindiler. Her iki Bakan da Türkiye ile Hollanda arasında sürdürülebilir ticaret ve yatırım ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla ilgili alanlarda iş birliği ve bilgi transferinin sürdürülmesi konusunda mutabık kaldı. Bu bağlamda, her iki Bakan, döngüsel tekstil alanındaki iş birlikleri ile ilgili kullanılmış giysiler ve diğer ürünler için yasal çerçevelerde düzenleme yapma taahhütlerini ifade ettiler” diye konuştu.
Avrupa Birliği içinde de geri dönüştürülmüş ürün ticaretinde ilgili sorunların mevcut olduğunu belirten Bolhuis, “Atık, giderek daha fazla değerli bir meta olarak görülüyor, istenmeyen atık problemine sebep olmayacak şekilde mevzuatın buna göre ayarlanması ve doğru dengenin bulunması gerekiyor. Türk tekstil sektörü, Avrupa’nın tedarik zincirinde en önemli ortaklardan biri. Dolayısıyla döngüsel ekonomi modelinde ve mevzuat düzenlemelerinde daha yakın çalışmamız gerekiyor” dedi.